Ulysses Okuma Günlükleri-3

08 Mart 2021

B.
3 min readMar 8, 2021

Eğer üyeliğiniz yoksa ve yazıyı görüntülemiyorsanız bu linki kullanarak yazıyı okuyabilirsiniz.

Bu genele açık olarak yazdığım bir okuma günlüğü yazısının 3. yazısı, önceki yazılara ulaşmak isterseniz: 30.01.202110.02.2021

Okuma günlükleri değil okuma aylıkları olmuş, bir önceki yazıyı 10 Şubat’ta yazdığıma bakarsak…Okuması zor olduğu gibi hakkında yazması da zor bir kitapmış, ilk 6 bölümü okudum; bu da kitabın %13’ü yapıyor. Hala başında sayılırım.

Çok derin ipuçları ve çok derin anlamlar içeren bir kitap, tahminimce bu ipuçlarının yüzde 1’ini bile yakalayamıyorum. Ulysses’i birlikte tartıştığımız kitap kulübü olmasa yakaladıklarım sadece çeviren Fuat Sevimay’ın dipnotları olurdu. Odysseia’ya, Dante’nin İlahi Komedya’sına, Shakespeare’e kadar uzanan göndermeler madeni gibi bir kitap hatta yazarı James Joyce’un hayatıdan izler taşıması… Tüm bu işlemeler üzerine akademik çalışma yapılır ki eminim yapılmıştır, yapılıyordur.

Bense tüm bunlara rağmen derin okuma yapmama konusunda direniyorum. Kitabın bir roman olarak sahip olduğu zevki, hazine avındaymış gibi ipuçlarını bulmaya çalışırken kaybetmek istemiyorum. Niyetim daha sonra ikinci bir okuma için Ulysses’e tekrar dönmek, tabii bu kaç yıl sonra olur kestiremiyorum. Çünkü şu anda bile ikinci okumaya dönmeden Ulysses’le ilgili okuyacaklarım arasında 10’a yakın kitap* var, onların okunması sindirilmesi normal hayatın seyrinde en iyimser tahminle bile 2–3 yıl sürer. Ödev gibi arka arkaya okumayı kastetmiyorum tabii burada, hayatın akışı içinde olağan kitap okuma tercihlerimde yer bulmalarını kastediyorum. Bir kitabı okumaya nasıl karar veriyorum bu biraz karışık ama daha önce bir yazımda bahsetmiştim: “Kitapların da yazarları mı varmış?”. Kısaca bu benim kişisel hayat serüvenime göre çok değişen dinamik bir alan diyelim…

Neyse, lafı uzatmayalım. Ulysses’ın ipuçlarını bırakıp saf kurgusuna dönelim. Karakterleri tanımaya başlıyoruz hala, ki kitabın sadece bir günü anlattığını düşünürsek en kaba ifadeyle kitabın sonuna geldiğimizde bütün bir kitabın karakterleri tanıttığını söyleyebiliriz sanırım. Şöyle geriye doğru altı bölümü düşününce aklımda olan; Stephen Dedalus ve Leopold Bloom karakterleri… Ki bunlar kitabın ana kahramanları ama onların düşüncelerini de yaşıyorsunuz. Bu gidişle onları gerçek arkadaşlarımdan daha iyi tanıyacağım çünkü kitabı okurken en saf haliyle onların zihinlerinde dolaşıyorsunuz.

Sanırım Ulysses hakkında en rahat yazımı kitabı bitirince yazacağım. Çünkü şu anda sadece onlarla yaşıyorum, üzerine konuşacak kadar büyük resmi görmedim henüz, tanışıklığımız çok yeni o yüzden fikirlerim oluşmadı daha, “Her şey iyi gidiyor.” demek dışında. Kitap iyi gidiyor çünkü, karakterleri, o bir günün sabahını orada onlarla beraber yaşıyorsunuz. Benim zaman hızımla bu yavaş oluyor biraz çünkü paralelinde 2 ayrı kitap daha okuyorum, Ulysses’ten tamamen bağımsız. O yüzden bir ya da iki bölüm okuyup sonra bir iki hafta ara verip devam ediyorum. Sanki böyle yapınca o bölümler, karakterler zihnimde demleniyor. O yüzden şu anda kitaba karşı olan hislerim “Her şey iyi gidiyor.” Böyle giderse kitabı bitirdiğimde büyük bir boşluk hissedebilirmişim gibi hayatımda :)

Bu günlük yazmayı düşündüklerim bu kadar, pek elle tutulur bir şeyler yazmamış olabilirim. Sadece biraz seyir defteri gibi oldu diyelim…

* Bugün(08.03.21) itibariyle Ulysses’ten yola çıkarak okumak istediğim eserler:

  1. Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi — James Joyce
  2. Dublinliler — James Joyce
  3. Odysseia — Homeros
  4. İlahi Komedya — Dante
  5. Hamlet — Shakespeare
  6. Aeneis -Vergilius
  7. Tutunamayanlar — Oğuz Atay

--

--